top of page

TÜRKİYE'DE DEPREM SONRASI MALİYETLER NASIL KARŞILANACAK?



Bir önceki yazımızda Depremin olası maliyet rakamlarını ve detayları paylaşmıştık. Şimdi ise bu maliyetlerin nasıl karşılanacağı ve olası ekonomik risklere bakalım.


Devlet bütçesi haricinde bir takım bağışlar geldi gerek yurt içi gerekse yurt dışı kaynaklı. Olası maliyetin tüm süreç için 100 mia USD’yi bulabileceği bahsediliyor. Geçtiğimiz hafta içeride tek bir gecede toplanan 115 milyar TL bir miktar destek olarak bakılabilir ancak zaten bu bağışın %60’ı kamu bankaları ve kamu şirketlerini de katarsak kamu kurumları payı da %78’e ulaşıyor.


Burada önemli olan bağışların hangi kalemlere harcandığının şeffaflıkla açıklanması. Hangi kaynaktan deprem öncesi korunmak adına nereye bütçe ayrılacağının ekonomi, maliye bilenler ve diğer uzmanlar ile belirlenmesi, bütçe çıkarılması.


En önemli sermayemiz insan kaynağı, en başta korunması gereken ‘can’larımız. Güvenli şehirlerde sağlıkla yaşanması. Bu sebeple göç politikasına bakılmalı. Yaklaşık 14 milyon nüfustan 2 milyonu hali hazırda diğer şehirlere göç etmiş durumda. Yeniden yapılanma esnasında insan kaynağımızı bu bölgelerimizde korumamız ve yaşam alanlarını oluşturmamız önem kazanıyor ki tarımsal ve sanayi üretimlerimiz devam edebilsin. Bölgede sanayinin %40’ı tekstil sektörü. Fabrikalar ayakta olabilir ancak insan gücü olmaz ise bir anlamı kalmamakta, bu sebeple istihdam güvenli bölgeler oluşturarak korunmalı.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önümüzdeki günlerde ihalelerin başlayacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Mart ayında yeni konut yapımına başlanacağını, zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyeceğini açıkladı.


Peki giderler nasıl karşılanacak, ek vergiler gündemde mi?

Giderler bütçeden karşılanacak. Maliyetleri karşılayabilmek adına ek olarak parasal genişleme yani para basılması gündeme gelecektir. Ek vergiler de akaryakıt, içki, tütün mamulleri ile başlayarak beklenmektedir.


Maliyetlerdeki servet kaybı vatandaş veya işletmelerin kendi sermayelerinden veya kamu tarafından karşılanır. Daha önce ek olarak servet vergisi gündeme gelmişti bu da olası olabilir. Bağış, vergi toplanacaktır ancak önemli ölçüde para basılacaktır. Para basımı enflasyonu arttırır.

En büyük etki enflasyon olacaktır. Birincisi ‘’Gıda Enflasyonu’’; bu bölgede ülkenin %9 sanayi üretim, %15 de tarımsal üretim gerçekleşiyordu. Bu arz eksikliklerini gıda enflasyonu olarak göreceğiz.


İkincisi ‘’Vergi artışları’’; akaryakıt ile başlayan ek vergiler gelecektir. Bu da maliyet ile gıda enflasyonunu tetikleyecektir.


Üçüncüsü ‘’Kira Artışları’’; barınma arayışları ile bölge nüfusundan 2 milyon kişinin göç etmesi kira artışını tetiklemiştir.


Dördüncü etki ‘’Parasal Genişleme’’, para basımı harcama arttırıcı unsur olarak enflasyonu yükseltmektedir.


Ve son olarak beşinci etki ‘’Kur artışı’’nı sayabiliriz. Turizm gelirlerinin azalacak olması, fay hattında olan ülkemize yatırımların gelmekte korkması gibi etkiler ile döviz girdisinin azalması, dış ticaretin azalması ile cari açığın ek olarak tetiklenmesi ve açığın artacak olması zaten döviz eksiği olan ülkemizde kur artışını tetikleyebilir.


Yılın ikinci yarısında enflasyonda artış görülebilir ve bu yıl için beklenen 35% enflasyon yerini 50% seviyesine bırakabilir. Maliyetler netleştikçe zarar daha net görülecektir.

81 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page